Hematoonkoloji Paneli genlerimiz

 

Hemato-onkoloji Paneli genlerimiz aşağıdadır:

Bu panel, aşağıdaki genleri kapsar:

FLT3, NPM1, CEBPA, RUNX1, KIT, IDH1, IDH2, TP53, JAK2, MPL, CALR, CSF3R, SETBP1, SRSF2, TET2, U2AF1, ASXL1, EZH2, CBL, GATA2, RUNX1, STAG2, ZRSR2, PTPN11, WT1, EZH2, ARID1A, MEF2B, EP300, CXCR4, STAT6, XPO1, FOXP1, ATM, JAK3, SMARCA4, EZH1, MYC, STAT5B, FOXO1, CREBBP, CARD11, BRAF, KRAS, NRAS, KLF2, PTPRD, BTK, PLCG2, NOTCH1, NOTCH2, CDKN2A, BIRC3, TRAF2, SF3B1, MYD88, CD79A, CD79B, ID3, TCF3, JAK1, STAT3, DNMT3A, RHOA, SETD2, ETV6, DNMT3B, IKZF1, BCOR, BCORL1, KMT2A, SF3A1, ZRSR2, PRPF8, TAL1, TAL2, BCL2, BCL6, FOXO3, MCL1, TET3, IL7R, NFKB1, NFKB2

 


FLT3

  • Açıklama: FLT3 (Fms-like tyrosine kinase 3), hematopoietik hücrelerin proliferasyonu ve farklılaşması için kritik olan bir tirozin kinaz reseptörüdür. FLT3, özellikle lösemi gelişiminde önemli bir rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: FLT3 mutasyonları veya ITD (internal tandem duplication) mutasyonları, akut myeloid lösemi (AML) ve akut lenfoblastik lösemi (ALL) gibi hematolojik malignitelerde yaygındır. Bu mutasyonlar, hücre proliferasyonunu artırarak hastalığın agresifliğini artırır.
  • İlaç İlişkisi: FLT3 inhibitörleri (örneğin, midostaurin, gilteritinib), FLT3 mutasyonu olan AML hastalarında kullanılır ve önemli klinik yanıtlar sağlar. Bu inhibitörler, FLT3'ün aşırı aktivasyonunu engelleyerek tümör gelişimini durdurmayı hedefler.
  • Prognoza Etki: FLT3 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, ancak FLT3 inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda prognoz iyileştirilebilir.


NPM1

  • Açıklama: NPM1 (Nucleophosmin 1), hücre proliferasyonu, ribozom biyogenezi ve genom stabilitesinde önemli rol oynayan bir proteindir.
  • Tümör İlişkisi: NPM1 mutasyonları, özellikle AML'de sıkça görülür ve bu mutasyonlar, AML'nin spesifik bir alt tipi ile ilişkilidir. NPM1 mutasyonu olan AML hastaları, genellikle sitogenetik olarak normal AML alt tipine aittir.
  • İlaç İlişkisi: NPM1 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler geliştirilmemiştir, ancak NPM1 mutasyonu olan hastalar, standart AML tedavilerinden fayda görebilir. NPM1 mutasyonları, FLT3-ITD mutasyonları ile birlikte görüldüğünde, FLT3 inhibitörleri kullanılabilir.
  • Prognoza Etki: NPM1 mutasyonları genellikle iyi prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle diğer olumsuz prognostik markerlar olmadığında. Ancak, FLT3-ITD gibi ek mutasyonlar prognozu olumsuz etkileyebilir.


CEBPA

  • Açıklama: CEBPA (CCAAT/Enhancer Binding Protein Alpha), hücre farklılaşması ve proliferasyonunda önemli rol oynayan bir transkripsiyon faktörüdür. Özellikle myeloid hücrelerin gelişiminde kritik bir rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: CEBPA mutasyonları, AML'de sıkça görülür ve bu mutasyonlar genellikle sitogenetik olarak normal AML hastalarında bulunur. CEBPA'nın çift allelik mutasyonları (her iki allelde mutasyon) özellikle iyi prognoz ile ilişkilendirilir.
  • İlaç İlişkisi: CEBPA mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak bu mutasyonların varlığı, AML hastalarında standart tedavi rejimleri ile daha iyi sonuçlar alınabileceğini gösterebilir.
  • Prognoza Etki: CEBPA mutasyonları genellikle iyi prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle çift allelik mutasyonlar olduğunda. Bu mutasyonlar, hastaların kemoterapiye daha iyi yanıt vermesine neden olabilir.


RUNX1

  • Açıklama: RUNX1 (Runt-related transcription factor 1), hematopoietik hücrelerin farklılaşmasında ve proliferasyonunda kritik bir rol oynayan bir transkripsiyon faktörüdür. RUNX1, normal hematopoezde önemli bir rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: RUNX1 mutasyonları, AML, miyelodisplastik sendrom (MDS) ve akut lenfoblastik lösemi (ALL) gibi çeşitli hematolojik malignitelerde görülür. RUNX1 mutasyonları, özellikle MDS ve AML'de kötü prognozla ilişkilidir ve genellikle diğer genetik anormalliklerle birlikte bulunur.
  • İlaç İlişkisi: RUNX1 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler henüz mevcut değildir. Ancak, RUNX1 mutasyonu taşıyan hastalar için kök hücre nakli gibi daha agresif tedavi yaklaşımları düşünülebilir.
  • Prognoza Etki: RUNX1 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle AML ve MDS hastalarında daha düşük sağkalım oranları gözlenir.


KIT

  • Açıklama: KIT, hematopoietik kök hücrelerin büyümesi ve farklılaşmasını düzenleyen bir tirozin kinaz reseptörüdür. KIT, özellikle mast hücrelerinde ve diğer hematopoietik hücrelerde eksprese edilir.
  • Tümör İlişkisi: KIT mutasyonları, AML, mastositoz ve gastrointestinal stromal tümörler (GIST) gibi hastalıklarda yaygın olarak görülür. AML'de, özellikle core-binding factor AML (CBF-AML) alt tipinde KIT mutasyonları sıkça bulunur ve kötü prognoz ile ilişkilidir.
  • İlaç İlişkisi: KIT mutasyonu taşıyan hastalar, tirozin kinaz inhibitörleri (örneğin, imatinib) ile tedavi edilebilir. Bu tedavi özellikle GIST ve mastositoz hastalarında etkili olabilir.
  • Prognoza Etki: KIT mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle CBF-AML gibi alt tiplerde daha agresif bir hastalık seyri gözlemlenir.


IDH1

  • Açıklama: IDH1 (Isocitrate Dehydrogenase 1), hücresel metabolizmada önemli rol oynayan bir enzimdir ve sitoplazmada eksprese edilir. IDH1, hücresel redoks dengesini ve epigenetik düzenlemeleri etkiler.
  • Tümör İlişkisi: IDH1 mutasyonları, AML, glioma ve kolanjiyokarsinom gibi çeşitli tümörlerde görülür. AML'de IDH1 mutasyonları, özellikle normal sitogenetiğe sahip hastalarda sıkça bulunur.
  • İlaç İlişkisi: IDH1 inhibitörleri (örneğin, ivosidenib) IDH1 mutasyonu taşıyan AML hastalarında kullanılmaktadır ve bu hastalarda önemli klinik yanıtlar sağlar. Bu inhibitörler, IDH1 mutasyonunun onkojenik etkisini engellemeyi hedefler.
  • Prognoza Etki: IDH1 mutasyonları genellikle orta ila iyi prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle IDH1 inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda prognoz iyileştirilebilir.


IDH2

  • Açıklama: IDH2 (Isocitrate Dehydrogenase 2), mitokondride bulunan bir enzimdir ve hücresel enerji metabolizması ile epigenetik düzenlemelerde rol oynar. IDH2, özellikle hücresel redoks dengesi ve DNA metilasyonu üzerinde etkilidir.
  • Tümör İlişkisi: IDH2 mutasyonları, AML, intrahepatik kolanjiyokarsinom ve gliomlar gibi çeşitli kanserlerde görülür. AML'de IDH2 mutasyonları, normal sitogenetiğe sahip hastalarda sıkça bulunur.
  • İlaç İlişkisi: IDH2 inhibitörleri (örneğin, enasidenib), IDH2 mutasyonu taşıyan AML hastalarında kullanılır ve önemli klinik yanıtlar sağlar. Bu inhibitörler, IDH2 mutasyonunun onkojenik etkisini engellemeyi hedefler.
  • Prognoza Etki: IDH2 mutasyonları genellikle iyi prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle IDH2 inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda prognoz iyileştirilebilir.


TP53

  • Açıklama: TP53, hücre döngüsünü, DNA onarımını ve apoptozu düzenleyen bir tümör baskılayıcı gendir. p53 proteini olarak bilinir ve hücresel streslere yanıt olarak işlev görür.
  • Tümör İlişkisi: TP53 mutasyonları, AML, MDS ve birçok diğer kanser türünde yaygın olarak görülür. TP53 mutasyonları, özellikle MDS ve AML'de kötü prognozla ilişkilidir.
  • İlaç İlişkisi: TP53 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler halen araştırılmaktadır. p53'ü hedefleyen moleküller ve immünoterapiler klinik çalışmalarda değerlendirilmektedir.
  • Prognoza Etki: TP53 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle tedaviye direnç ve agresif tümör davranışı ile bağlantılıdır.


JAK2

  • Açıklama: JAK2 (Janus Kinase 2), hücre proliferasyonu ve farklılaşmasını düzenleyen bir tirozin kinazdır. JAK/STAT sinyal yolunun bir bileşenidir ve hematopoietik hücrelerde önemli rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: JAK2 mutasyonları, özellikle V617F mutasyonu, esansiyel trombositemi, polisitemia vera ve primer myelofibroz gibi myeloproliferatif neoplazmlarda yaygındır.
  • İlaç İlişkisi: JAK2 inhibitörleri (örneğin, ruxolitinib), JAK2 mutasyonu taşıyan hastalarda kullanılabilir ve bu hastalarda önemli klinik yanıtlar sağlar. Bu inhibitörler, JAK/STAT yolunun aşırı aktivasyonunu hedef alır.
  • Prognoza Etki: JAK2 mutasyonları genellikle değişken prognoz ile ilişkilendirilir, ancak JAK2 inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda semptomatik iyileşmeler sağlanabilir.


MPL

  • Açıklama: MPL (MPL proto-oncogene, thrombopoietin receptor), trombopoietin reseptörünü kodlar ve megakaryositlerin proliferasyonu ve trombosit üretimini düzenler.
  • Tümör İlişkisi: MPL mutasyonları, esansiyel trombositemi, primer myelofibrozis ve polisitemia vera gibi myeloproliferatif neoplazmlarda görülür. Bu mutasyonlar, trombopoietin sinyal yolunun aşırı aktivasyonuna yol açar.
  • İlaç İlişkisi: MPL mutasyonlarına sahip hastalar, JAK2 inhibitörleri ile tedavi edilebilir. Bu inhibitörler, myeloproliferatif neoplazmların kontrol altına alınmasına yardımcı olur.
  • Prognoza Etki: MPL mutasyonları genellikle değişken prognoz ile ilişkilendirilir, mutasyonun türü ve diğer genetik faktörler prognozu etkileyebilir.


CALR

  • Açıklama: CALR (Calreticulin), endoplazmik retikulumda bulunan bir kalsiyum bağlayıcı proteindir ve hücrelerde kalsiyum homeostazı ile protein katlanmasını düzenler.
  • Tümör İlişkisi: CALR mutasyonları, özellikle tip 1 ve tip 2 insersiyon/delesyon mutasyonları, esansiyel trombositemi ve primer myelofibroz gibi myeloproliferatif neoplazmlarda görülür.
  • İlaç İlişkisi: CALR mutasyonlarına sahip hastalar, JAK2 inhibitörleri ile tedavi edilebilir. CALR mutasyonları, bu hastalarda genel olarak daha iyi bir prognozla ilişkilendirilir.
  • Prognoza Etki: CALR mutasyonları genellikle iyi prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle JAK2 V617F mutasyonu ile kıyaslandığında daha iyi bir sağkalım oranı gözlemlenir.


CSF3R

  • Açıklama: CSF3R (Colony Stimulating Factor 3 Receptor), hematopoietik kök hücrelerin büyümesi ve farklılaşmasını düzenleyen bir reseptördür.
  • Tümör İlişkisi: CSF3R mutasyonları, kronik nötrofili lösemi (CNL) ve bazı akut lösemilerde görülür. Bu mutasyonlar, reseptörün sürekli aktivasyonuna yol açarak hücre proliferasyonunu artırır.
  • İlaç İlişkisi: CSF3R mutasyonlarına sahip hastalar, JAK2 inhibitörleri ve diğer hedefe yönelik tedavilerle tedavi edilebilir. Bu tedaviler, CSF3R'nin aşırı aktivitesini kontrol altına almayı hedefler.
  • Prognoza Etki: CSF3R mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle agresif hastalık seyrine ve tedaviye direnç gösteren durumlarla bağlantılıdır.


SETBP1

  • Açıklama: SETBP1, hücre döngüsü ve apoptoz gibi hücresel süreçlerde yer alan bir onkogen olarak bilinir.
  • Tümör İlişkisi: SETBP1 mutasyonları, kronik nötrofili lösemi (CNL), akut miyeloid lösemi (AML) ve miyelodisplastik sendrom (MDS) gibi çeşitli hematolojik malignitelerde görülür. Bu mutasyonlar, hastalıkların daha agresif formları ile ilişkilidir.
  • İlaç İlişkisi: SETBP1 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler henüz geliştirilmemiştir. Ancak, bu mutasyonlar, tedavi stratejilerinin belirlenmesinde dikkate alınabilir.
  • Prognoza Etki: SETBP1 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle agresif hastalık seyrine ve düşük sağkalım oranlarına işaret eder.


SRSF2

  • Açıklama: SRSF2, RNA splicing işlemini düzenleyen bir proteindir ve alternatif splicing sürecinde kritik bir rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: SRSF2 mutasyonları, MDS, kronik miyelomonositik lösemi (CMML) ve AML gibi çeşitli hematolojik malignitelerde görülür. Bu mutasyonlar, anormal RNA splicing süreçlerine yol açarak hastalığın ilerlemesine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: SRSF2 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak RNA splicing'i hedef alan tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: SRSF2 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle diğer yüksek riskli genetik değişikliklerle birlikte görüldüğünde.


TET2

  • Açıklama: TET2 (Ten-Eleven Translocation 2), DNA demetilasyonu sürecinde rol oynayan bir enzimdir ve epigenetik düzenlemelerde kritik bir rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: TET2 mutasyonları, MDS, AML, CMML ve bazı lenfomalar gibi çeşitli hematolojik malignitelerde yaygındır. Bu mutasyonlar, DNA metilasyonunda değişikliklere yol açarak tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: TET2 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak epigenetik düzenlemeleri hedefleyen tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: TET2 mutasyonları genellikle değişken prognoz ile ilişkilendirilir, mutasyonun bulunduğu hastalığın türüne ve diğer genetik faktörlere bağlı olarak değişir.


U2AF1

  • Açıklama: U2AF1, RNA splicing işleminin düzenlenmesinde rol oynayan bir proteindir ve erken splicing süreçlerinde yer alır.
  • Tümör İlişkisi: U2AF1 mutasyonları, MDS, CMML, AML ve bazı diğer hematolojik malignitelerde görülür. Bu mutasyonlar, anormal RNA splicing süreçlerine yol açarak hastalığın patogenezine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: U2AF1 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak RNA splicing'i hedef alan tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: U2AF1 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle yüksek riskli genetik değişikliklerle birlikte görüldüğünde.


ASXL1

  • Açıklama: ASXL1 (Additional Sex Combs-Like 1), epigenetik düzenlemelerde rol oynayan bir protein kodlar ve kromatin modifikasyonunda önemlidir.
  • Tümör İlişkisi: ASXL1 mutasyonları, MDS, CMML, AML ve myeloproliferatif neoplazmlar (MPN) gibi çeşitli hematolojik malignitelerde görülür. Bu mutasyonlar genellikle hastalığın daha agresif formları ile ilişkilidir.
  • İlaç İlişkisi: ASXL1 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler henüz mevcut değildir, ancak epigenetik düzenlemeleri hedefleyen tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: ASXL1 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle agresif hastalık seyrine işaret eder.


EZH2

  • Açıklama: EZH2 (Enhancer of Zeste Homolog 2), PRC2 (Polycomb Repressive Complex 2) bileşeni olarak epigenetik düzenlemelerde kritik bir rol oynar ve histon metilasyonunu gerçekleştirir.
  • Tümör İlişkisi: EZH2 mutasyonları, MDS, lenfomalar ve diğer hematolojik malignitelerde görülür. Bu mutasyonlar, genellikle epigenetik değişikliklerle ilişkilidir ve tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: EZH2 inhibitörleri (örneğin, tazemetostat), EZH2 mutasyonu taşıyan hastalarda kullanılabilir ve bu hastalarda klinik yanıtlar sağlayabilir.
  • Prognoza Etki: EZH2 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, ancak inhibitör tedavileri ile prognoz iyileştirilebilir.


CBL

  • Açıklama: CBL (Casitas B-lineage Lymphoma proto-oncogene), hücre içi sinyal iletiminde önemli rol oynayan bir ubiquitin ligazdır.
  • Tümör İlişkisi: CBL mutasyonları, MDS, CMML, AML ve bazı diğer hematolojik malignitelerde görülür. CBL mutasyonları, genellikle hastalığın daha agresif formları ile ilişkilidir.
  • İlaç İlişkisi: CBL mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler henüz mevcut değildir, ancak ubiquitin-proteazom yolunu hedefleyen tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: CBL mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle hastalığın ilerlemiş formlarında.


GATA2

  • Açıklama: GATA2, hematopoietik kök hücrelerin proliferasyonu ve farklılaşmasında rol oynayan bir transkripsiyon faktörüdür.
  • Tümör İlişkisi: GATA2 mutasyonları, MDS, AML ve immün yetmezlik sendromları gibi çeşitli hematolojik durumlarda görülür. Bu mutasyonlar, hematopoietik sistemin işlev bozukluğuna yol açabilir.
  • İlaç İlişkisi: GATA2 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak kök hücre nakli gibi daha agresif tedavi yaklaşımları gerekebilir.
  • Prognoza Etki: GATA2 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle kök hücre disfonksiyonu ile birlikte.


STAG2

  • Açıklama: STAG2 (Stromal Antigen 2), kohezin kompleksi bileşeni olarak hücre döngüsü ve kromozom ayrılması süreçlerinde rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: STAG2 mutasyonları, MDS, AML ve bazı solid tümörlerde görülür. Bu mutasyonlar, hücre döngüsünün düzensiz ilerlemesine ve genetik instabiliteye yol açar.
  • İlaç İlişkisi: STAG2 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler henüz mevcut değildir.
  • Prognoza Etki: STAG2 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle genetik instabiliteye bağlı olarak agresif tümörler gelişebilir.


ZRSR2

  • Açıklama: ZRSR2, RNA splicing sürecinde rol oynayan bir proteindir.
  • Tümör İlişkisi: ZRSR2 mutasyonları, MDS ve AML gibi hematolojik malignitelerde yaygındır. Bu mutasyonlar, RNA splicing işlemlerinin bozulmasına yol açarak hastalığın ilerlemesine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: ZRSR2 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler henüz mevcut değildir, ancak RNA splicing'i hedef alan tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: ZRSR2 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle yüksek riskli genetik değişikliklerle birlikte görüldüğünde.


PTPN11

  • Açıklama: PTPN11, RAS/MAPK sinyal yolunu düzenleyen SHP-2 olarak bilinen bir protein tirozin fosfatazı kodlar.
  • Tümör İlişkisi: PTPN11 mutasyonları, MDS, AML, juvenil miyelomonositik lösemi (JMML) ve bazı diğer hematolojik malignitelerde görülür. Bu mutasyonlar, RAS/MAPK yolunun aşırı aktivasyonuna yol açarak hastalığın patogenezine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: PTPN11 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler halen araştırılmaktadır. SHP-2 inhibitörleri, bu mutasyonların bulunduğu tümörlerde potansiyel tedavi seçenekleri olarak değerlendirilmektedir.
  • Prognoza Etki: PTPN11 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle bu mutasyonların bulunduğu tümörlerde agresiflik artışı ve tedaviye direnç gözlemlenir.


WT1

  • Açıklama: WT1 (Wilms' Tumor 1), hücre büyümesi, farklılaşması ve apoptozunu düzenleyen bir transkripsiyon faktörüdür.
  • Tümör İlişkisi: WT1 mutasyonları, AML, MDS ve bazı solid tümörlerde görülür. WT1, özellikle hematolojik malignitelerde prognostik bir belirteç olarak kullanılır.
  • İlaç İlişkisi: WT1 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir. Ancak, WT1'i hedef alan immünoterapiler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: WT1 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle AML gibi hastalıklarda daha düşük sağkalım oranları gözlenir.


EZH2

  • Açıklama: EZH2, PRC2 kompleksinin bir parçası olarak histon metilasyonu ile epigenetik düzenlemelerde önemli bir rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: EZH2 mutasyonları, MDS, lenfomalar ve diğer hematolojik malignitelerde görülür. Bu mutasyonlar, genellikle epigenetik değişikliklerle ilişkilidir ve tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: EZH2 inhibitörleri (örneğin, tazemetostat), EZH2 mutasyonu taşıyan hastalarda kullanılabilir ve bu hastalarda klinik yanıtlar sağlayabilir.
  • Prognoza Etki: EZH2 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, ancak inhibitör tedavileri ile prognoz iyileştirilebilir.


ARID1A

  • Açıklama: ARID1A (AT-rich interactive domain-containing protein 1A), SWI/SNF kromatin yeniden modelleme kompleksinin bir bileşeni olarak gen ekspresyonu ve DNA onarımını düzenleyen bir tümör baskılayıcı gendir.
  • Tümör İlişkisi: ARID1A mutasyonları, lenfomalar, MDS ve bazı solid tümörlerde görülür. Bu mutasyonlar, genellikle tümör baskılayıcı fonksiyonun kaybına ve genetik instabiliteye neden olur.
  • İlaç İlişkisi: ARID1A kaybı, immünoterapilere duyarlılığı artırabilir ve DNA onarım inhibitörlerine duyarlılığı artıran diğer moleküler değişikliklerle kombine terapiler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: ARID1A mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilidir ve tümörlerin daha agresif olmasına yol açabilir.


MEF2B

  • Açıklama: MEF2B (Myocyte Enhancer Factor 2B), hücre farklılaşması, proliferasyonu ve apoptozunda rol oynayan bir transkripsiyon faktörüdür.
  • Tümör İlişkisi: MEF2B mutasyonları, özellikle diffüz büyük B hücreli lenfoma (DLBCL) ve bazı diğer hematolojik malignitelerde görülür. Bu mutasyonlar, genellikle hastalığın agresif formları ile ilişkilidir.
  • İlaç İlişkisi: MEF2B mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler henüz mevcut değildir, ancak lenfomalarda kullanılan genel tedavi rejimleri bu hastalarda etkili olabilir.
  • Prognoza Etki: MEF2B mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle agresif lenfoma alt tiplerinde.


EP300

  • Açıklama: EP300, histon asetiltransferaz aktivitesine sahip bir enzim kodlar ve gen ekspresyonunun epigenetik düzenlenmesinde önemli bir rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: EP300 mutasyonları, MDS, AML ve bazı lenfomalar gibi çeşitli hematolojik malignitelerde görülür. EP300'ün kaybı veya mutasyonu, gen ekspresyonunda bozulmalara yol açarak tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: EP300 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak epigenetik tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: EP300 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle epigenetik disfonksiyonun gözlendiği durumlarda.


CXCR4

  • Açıklama: CXCR4, kemokin reseptörü olarak görev yapar ve hücre göçü, farklılaşması ve proliferasyonunda rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: CXCR4 mutasyonları, Waldenström makroglobulinemi, AML ve diğer bazı hematolojik malignitelerde görülür. Bu mutasyonlar, tümör hücrelerinin kemik iliği ve diğer dokulara göçünü artırabilir.
  • İlaç İlişkisi: CXCR4 inhibitörleri (örneğin, plerixafor) CXCR4 mutasyonu taşıyan hastalarda kullanılabilir ve özellikle hematopoietik kök hücre transplantasyonu için mobilizasyon amacıyla etkili olabilir.
  • Prognoza Etki: CXCR4 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle hastalığın agresifliği ve tedaviye direnç potansiyeli artar.


STAT6

  • Açıklama: STAT6 (Signal Transducer and Activator of Transcription 6), hücre proliferasyonu, farklılaşması ve apoptozunda rol oynayan bir transkripsiyon faktörüdür.
  • Tümör İlişkisi: STAT6 mutasyonları, Hodgkin lenfoma, DLBCL ve bazı diğer hematolojik malignitelerde görülür. Bu mutasyonlar, STAT sinyal yolunun aşırı aktivasyonuna yol açarak tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: STAT6 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak genel immünoterapiler ve STAT yolunu hedefleyen tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: STAT6 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle STAT sinyal yolunun aşırı aktivasyonu durumlarında.


XPO1

  • Açıklama: XPO1 (Exportin 1), hücre çekirdeğindeki proteinlerin sitoplazmaya taşınmasını sağlayan bir protein kodlar.
  • Tümör İlişkisi: XPO1 mutasyonları, özellikle DLBCL ve kronik lenfositik lösemi (CLL) gibi hematolojik malignitelerde görülür. Bu mutasyonlar, nükleer protein taşınmasında bozulmalara yol açarak tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: XPO1 inhibitörleri (örneğin, selinexor) XPO1 mutasyonu taşıyan hastalarda kullanılabilir ve bu hastalarda klinik yanıtlar sağlayabilir.
  • Prognoza Etki: XPO1 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, ancak inhibitör tedavileri ile prognoz iyileştirilebilir.


FOXP1

  • Açıklama: FOXP1 (Forkhead Box P1), hücre farklılaşması ve immün sistemi düzenleyen bir transkripsiyon faktörüdür.
  • Tümör İlişkisi: FOXP1 mutasyonları ve aşırı ekspresyonu, DLBCL, CLL ve diğer bazı hematolojik malignitelerde görülür. FOXP1'in aşırı aktivasyonu, tümör hücrelerinin proliferasyonunu artırabilir.
  • İlaç İlişkisi: FOXP1 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak FOXP1'in aşırı ekspresyonu, mevcut lenfoma tedavi stratejilerine yanıt veren hastalarda gözlemlenebilir.
  • Prognoza Etki: FOXP1 mutasyonları veya aşırı ekspresyonu genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle DLBCL gibi agresif tümörlerde.


ATM

  • Açıklama: ATM (Ataxia Telangiectasia Mutated), DNA hasarına yanıt olarak hücre döngüsünü düzenleyen bir kinazı kodlar ve DNA onarım mekanizmalarında önemli bir rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: ATM mutasyonları, CLL, Hodgkin lenfoma ve bazı diğer hematolojik malignitelerde görülür. ATM'nin kaybı veya mutasyonu, DNA onarım bozukluklarına ve tümör gelişimine yol açar.
  • İlaç İlişkisi: ATM mutasyonlarına sahip hastalar, DNA onarım inhibitörleri veya immünoterapilerden fayda görebilir. Bu tedaviler, ATM'nin işlev bozukluğunu hedef almayı amaçlar.
  • Prognoza Etki: ATM mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle DNA onarım mekanizmalarının bozulduğu durumlarda.


JAK3

  • Açıklama: JAK3 (Janus Kinase 3), hematopoietik hücrelerin proliferasyonu ve farklılaşmasını düzenleyen bir tirozin kinazdır. JAK/STAT sinyal yolunun bir bileşenidir.
  • Tümör İlişkisi: JAK3 mutasyonları, akut lenfoblastik lösemi (ALL), T-hücreli lenfomalar ve bazı diğer hematolojik malignitelerde görülür. JAK3 mutasyonları, JAK/STAT yolunun aşırı aktivasyonuna yol açarak tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: JAK3 mutasyonlarına yönelik spesifik inhibitörler araştırılmaktadır. JAK/STAT yolunu hedef alan tedaviler, bu mutasyonları taşıyan hastalarda potansiyel tedavi seçenekleri olarak değerlendirilmektedir.
  • Prognoza Etki: JAK3 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle JAK/STAT sinyal yolunun aşırı aktivasyonu durumunda.


SMARCA4

  • Açıklama: SMARCA4 (SWI/SNF Related, Matrix Associated, Actin Dependent Regulator of Chromatin, Subfamily A, Member 4), SWI/SNF kromatin yeniden modelleme kompleksinin bir bileşenidir ve gen ekspresyonu ile hücre döngüsünün düzenlenmesinde rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: SMARCA4 mutasyonları, lenfomalar, MDS ve bazı solid tümörlerde görülür. SMARCA4 kaybı, genetik instabiliteye ve epigenetik düzenlemenin bozulmasına yol açabilir.
  • İlaç İlişkisi: SMARCA4 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler henüz mevcut değildir, ancak epigenetik düzenlemeleri hedef alan tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: SMARCA4 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir ve tümörlerin daha agresif olmasına yol açabilir.


EZH1

  • Açıklama: EZH1, EZH2'ye benzer şekilde, PRC2 kompleksinin bir parçası olarak histon metilasyonu ile epigenetik düzenlemelerde rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: EZH1 mutasyonları, MDS ve bazı lenfomalar gibi hematolojik malignitelerde görülür. Bu mutasyonlar, genellikle epigenetik değişikliklerle ilişkilidir ve tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: EZH1 mutasyonlarına yönelik spesifik inhibitörler araştırılmaktadır. EZH1 ve EZH2 inhibitörleri, bu mutasyonları taşıyan hastalarda potansiyel tedavi seçenekleri olarak kullanılabilir.
  • Prognoza Etki: EZH1 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, ancak inhibitör tedavileri ile prognoz iyileştirilebilir.


MYC

  • Açıklama: MYC, hücre büyümesi, proliferasyonu ve apoptozunu düzenleyen bir transkripsiyon faktörüdür ve birçok hücresel sürecin kontrolünde kritik rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: MYC amplifikasyonları veya aşırı ekspresyonu, Burkitt lenfoması, DLBCL ve diğer hematolojik malignitelerde yaygındır. MYC, hücre döngüsünün kontrolsüz ilerlemesine yol açarak tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: MYC'i doğrudan hedefleyen tedaviler sınırlıdır, ancak MYC'in etkilediği sinyal yollarını hedefleyen ajanlar (örneğin, BET inhibitörleri) araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: MYC amplifikasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle bu genin aşırı ekspresyonunun olduğu tümörlerde daha agresif bir hastalık seyri gözlemlenir.


STAT5B

  • Açıklama: STAT5B (Signal Transducer and Activator of Transcription 5B), hücre büyümesi, farklılaşması ve apoptozunu düzenleyen bir transkripsiyon faktörüdür.
  • Tümör İlişkisi: STAT5B mutasyonları, T-hücreli lösemi/lenfoma, kronik miyelomonositik lösemi (CMML) ve bazı diğer hematolojik malignitelerde görülür. Bu mutasyonlar, STAT sinyal yolunun aşırı aktivasyonuna yol açarak tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: STAT5B mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak STAT yolunu hedef alan tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: STAT5B mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle STAT sinyal yolunun aşırı aktivasyonu durumunda.


FOXO1

  • Açıklama: FOXO1 (Forkhead Box O1), hücre döngüsü, apoptoz ve metabolizma gibi çeşitli hücresel süreçleri düzenleyen bir transkripsiyon faktörüdür.
  • Tümör İlişkisi: FOXO1 mutasyonları, DLBCL ve diğer lenfomalar gibi hematolojik malignitelerde görülür. FOXO1'in disfonksiyonu, hücre döngüsünün kontrolsüz ilerlemesine ve tümör gelişimine katkıda bulunabilir.
  • İlaç İlişkisi: FOXO1 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak lenfoma tedavileri bu hastalarda etkili olabilir.
  • Prognoza Etki: FOXO1 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle hücre döngüsü disfonksiyonunun gözlendiği durumlarda.


CREBBP

  • Açıklama: CREBBP (CREB-binding protein), transkripsiyon faktörlerinin aktivitesini düzenleyen bir histon asetiltransferazdır ve gen ekspresyonunun epigenetik kontrolünde kritik bir rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: CREBBP mutasyonları, DLBCL, foliküler lenfoma ve bazı diğer hematolojik malignitelerde görülür. CREBBP'in kaybı, gen ekspresyonunda değişikliklere yol açarak tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: CREBBP mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak epigenetik düzenlemeleri hedef alan tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: CREBBP mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle epigenetik disfonksiyonun gözlendiği durumlarda.


CARD11

  • Açıklama: CARD11, B hücre reseptör (BCR) sinyal yolunu düzenleyen bir adaptor proteindir ve B hücrelerinin aktivasyonu ve proliferasyonunda kritik bir rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: CARD11 mutasyonları, DLBCL, lenfoplazmasitik lenfoma ve diğer B hücreli lenfomalarda görülür. Bu mutasyonlar, BCR sinyal yolunun aşırı aktivasyonuna yol açarak tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: CARD11 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak BCR sinyal yolunu hedef alan tedaviler (örneğin, BTK inhibitörleri) bu hastalarda etkili olabilir.
  • Prognoza Etki: CARD11 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle BCR sinyal yolunun aşırı aktivasyonu durumunda.


BRAF

  • Açıklama: BRAF, RAS/RAF/MEK/ERK sinyal yolunun bir parçası olan bir serin/treonin kinazdır. Hücre proliferasyonu, farklılaşması ve hayatta kalmasını düzenler.
  • Tümör İlişkisi: BRAF mutasyonları, özellikle V600E mutasyonu, lenfomalar, AML, ve bazı diğer hematolojik malignitelerde yaygındır. BRAF mutasyonları, hücre proliferasyonunu artırarak tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: BRAF inhibitörleri (örneğin, vemurafenib, dabrafenib) BRAF mutasyonu taşıyan hastalarda etkili tedavi seçenekleri olarak kullanılabilir. Bu inhibitörler, RAS/RAF/MEK/ERK yolunu hedefleyerek tümör büyümesini durdurmayı amaçlar.
  • Prognoza Etki: BRAF mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, ancak BRAF ve MEK inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda prognoz önemli ölçüde iyileştirilebilir.


KRAS

  • Açıklama: KRAS, RAS/RAF/MEK/ERK sinyal yolunun önemli bir bileşenidir ve hücre proliferasyonu, farklılaşması ve hayatta kalmasını düzenleyen bir onkogendir.
  • Tümör İlişkisi: KRAS mutasyonları, AML, MDS ve diğer hematolojik malignitelerde yaygındır. KRAS mutasyonları, hücre proliferasyonunu artırarak tümör gelişimine yol açar.
  • İlaç İlişkisi: KRAS mutasyonları uzun süre boyunca hedefe yönelik tedavilere dirençli kabul edilmiştir, ancak son yıllarda KRAS G12C inhibitörleri (örneğin, sotorasib, adagrasib) geliştirilmiştir ve bu inhibitörler KRAS G12C mutasyonuna sahip hastalarda umut vaat etmektedir.
  • Prognoza Etki: KRAS mutasyonları, genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle bu mutasyonların bulunduğu tümörlerde tedaviye direnç ve agresiflik artışı gözlemlenir. Ancak, yeni KRAS inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda prognoz iyileştirilebilir.


NRAS

  • Açıklama: NRAS, RAS/RAF/MEK/ERK sinyal yolunun bir bileşeni olan bir onkogendir ve hücre proliferasyonu, farklılaşması ve hayatta kalmasını düzenler.
  • Tümör İlişkisi: NRAS mutasyonları, AML, MDS, lenfomalar ve diğer hematolojik malignitelerde yaygındır. NRAS mutasyonları, hücre proliferasyonunu artırarak tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: NRAS mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler sınırlıdır, ancak MEK inhibitörleri ve immünoterapiler NRAS mutasyonuna sahip lenfoma hastalarında potansiyel tedavi seçenekleri olarak kullanılmaktadır.
  • Prognoza Etki: NRAS mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle bu mutasyonların bulunduğu tümörlerde agresiflik artışı ve tedaviye direnç gözlemlenir.


KLF2

  • Açıklama: KLF2 (Kruppel-like factor 2), hücre proliferasyonu, apoptoz ve gen ekspresyonunun düzenlenmesinde rol oynayan bir transkripsiyon faktörüdür.
  • Tümör İlişkisi: KLF2 mutasyonları, özellikle lenfomalar ve CLL gibi hematolojik malignitelerde görülür. KLF2, normal hücresel fonksiyonların düzenlenmesinde kritik rol oynar, bu nedenle mutasyonları hücre proliferasyonunu kontrolsüz hale getirebilir.
  • İlaç İlişkisi: KLF2 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak bu mutasyonları taşıyan hastalarda lenfoma tedavileri etkili olabilir.
  • Prognoza Etki: KLF2 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle lenfoma gibi agresif hastalıklarla birlikte görüldüğünde.


PTPRD

  • Açıklama: PTPRD (Protein Tyrosine Phosphatase Receptor Type D), hücre sinyal iletiminde önemli rol oynayan bir tirozin fosfatazdır.
  • Tümör İlişkisi: PTPRD mutasyonları, lenfomalar, CLL ve diğer hematolojik malignitelerde görülür. PTPRD mutasyonları, hücresel sinyal yolaklarında bozulmalara ve tümör gelişimine katkıda bulunabilir.
  • İlaç İlişkisi: PTPRD mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler henüz mevcut değildir, ancak bu mutasyonların bulunduğu hastalarda lenfoma tedavileri etkili olabilir.
  • Prognoza Etki: PTPRD mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle bu mutasyonların bulunduğu tümörlerde agresiflik artışı ve tedaviye direnç gözlemlenir.


BTK

  • Açıklama: BTK (Bruton’s Tyrosine Kinase), B hücre reseptör (BCR) sinyal yolunda rol oynayan ve B hücrelerinin aktivasyonunda kritik olan bir kinazdır.
  • Tümör İlişkisi: BTK mutasyonları veya aşırı aktivasyonu, CLL, Waldenström makroglobulinemi ve bazı B hücreli lenfomalarda görülür. BTK'nin aşırı aktivasyonu, B hücre proliferasyonunu artırarak tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: BTK inhibitörleri (örneğin, ibrutinib, acalabrutinib) BTK mutasyonunu veya aşırı aktivasyonunu taşıyan hastalarda etkili tedavi seçenekleri olarak kullanılır.
  • Prognoza Etki: BTK mutasyonları veya aşırı aktivasyonu genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, ancak BTK inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda prognoz önemli ölçüde iyileştirilebilir.


PLCG2

  • Açıklama: PLCG2 (Phospholipase C Gamma 2), BCR sinyal yolunda yer alan bir enzimdir ve hücre içi kalsiyum seviyelerinin düzenlenmesinde önemli bir rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: PLCG2 mutasyonları, özellikle B hücreli lenfomalar ve CLL gibi hematolojik malignitelerde görülür. PLCG2'nin disfonksiyonu, BCR sinyal yolunun bozulmasına ve anormal B hücre proliferasyonuna yol açabilir.
  • İlaç İlişkisi: PLCG2 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak BCR sinyal yolunu hedefleyen tedaviler (örneğin, BTK inhibitörleri) bu hastalarda etkili olabilir.
  • Prognoza Etki: PLCG2 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle BCR sinyal yolunun disfonksiyonunun gözlendiği durumlarda.


NOTCH1

  • Açıklama: NOTCH1, hücre kaderi, farklılaşma, proliferasyon ve apoptosisi kontrol eden bir transmembran reseptördür. NOTCH sinyal yolu, embriyonik gelişim ve doku homeostazı için kritiktir.
  • Tümör İlişkisi: NOTCH1 mutasyonları, T-hücreli akut lenfoblastik lösemi (T-ALL), CLL, lenfomalar ve bazı diğer hematolojik malignitelerde görülür. NOTCH1 hem onkojenik hem de tümör baskılayıcı roller oynayabilir; bu rol, tümör tipine ve mutasyonun doğasına bağlıdır.
  • İlaç İlişkisi: NOTCH sinyal yolunu hedefleyen inhibitörler (örneğin, gamma-sekretaz inhibitörleri) NOTCH1 mutasyonlarına sahip kanserlerde potansiyel tedavi seçenekleri olarak araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: NOTCH1 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle T-ALL ve CLL'de agresif bir hastalık seyri ile ilişkilidir.


NOTCH2

  • Açıklama: NOTCH2, hücre kaderi, proliferasyon, ve farklılaşmayı kontrol eden bir transmembran reseptördür. NOTCH sinyal yolu, doku homeostazı ve embriyonik gelişim için önemlidir.
  • Tümör İlişkisi: NOTCH2 mutasyonları, B hücreli lenfoma, özellikle marjinal zon lenfoması (MZL) ve diğer hematolojik malignitelerde görülür. NOTCH2, hücre proliferasyonunu artırarak tümör gelişimine katkıda bulunabilir.
  • İlaç İlişkisi: NOTCH sinyal yolunu hedefleyen inhibitörler (örneğin, gamma-sekretaz inhibitörleri) NOTCH2 mutasyonlarına sahip kanserlerde potansiyel tedavi seçenekleri olarak araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: NOTCH2 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle MZL gibi hastalıklarda agresiflik artışı gözlemlenir.


CDKN2A

  • Açıklama: CDKN2A, hücre döngüsünün düzenlenmesinde rol oynayan bir tümör baskılayıcı gendir. CDKN2A, p16INK4a ve p14ARF proteinlerini kodlar, bu proteinler hücre döngüsünü ve apoptotik süreçleri kontrol eder.
  • Tümör İlişkisi: CDKN2A mutasyonları, lenfomalar, CLL ve çeşitli hematolojik malignitelerde yaygındır. CDKN2A'nın kaybı veya inaktivasyonu, hücre döngüsünün kontrolsüz ilerlemesine ve tümör gelişimine yol açar.
  • İlaç İlişkisi: CDKN2A mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak hücre döngüsü düzenleyicilerini hedefleyen tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: CDKN2A mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle hücre döngüsünün kontrolsüz olduğu agresif tümörlerde.


BIRC3

  • Açıklama: BIRC3 (Baculoviral IAP Repeat Containing 3), apoptozu inhibe eden bir proteini kodlar ve hücre hayatta kalma sinyal yollarında önemli bir rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: BIRC3 mutasyonları veya inaktivasyonu, özellikle CLL ve lenfomalar gibi hematolojik malignitelerde yaygındır. BIRC3, hücre ölümünü inhibe ederek tümör hücrelerinin hayatta kalmasını artırır.
  • İlaç İlişkisi: BIRC3 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak apoptozu hedefleyen tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: BIRC3 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle apoptozu inhibe eden ve tedaviye dirençli tümörlerde.


TRAF2

  • Açıklama: TRAF2 (TNF Receptor Associated Factor 2), hücre proliferasyonu, farklılaşması ve apoptotik süreçlerin düzenlenmesinde rol oynayan bir adaptör proteindir.
  • Tümör İlişkisi: TRAF2 mutasyonları, özellikle CLL ve lenfomalar gibi B hücreli hematolojik malignitelerde görülür. Bu mutasyonlar, hücre ölümünü engelleyerek tümör gelişimine katkıda bulunabilir.
  • İlaç İlişkisi: TRAF2 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak TNF sinyal yolunu hedefleyen tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: TRAF2 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle apoptotik süreçlerin bozulduğu durumlarda.


SF3B1

  • Açıklama: SF3B1, RNA splicing sürecinde rol oynayan bir proteindir ve özellikle erken splicing olaylarını düzenler.
  • Tümör İlişkisi: SF3B1 mutasyonları, MDS, CLL ve bazı lenfomalar gibi çeşitli hematolojik malignitelerde yaygındır. SF3B1'in anormal splicing süreçlerine yol açması, tümör gelişimine katkıda bulunabilir.
  • İlaç İlişkisi: SF3B1 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak RNA splicing'ini hedef alan tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: SF3B1 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle anormal RNA splicing süreçlerinin gözlendiği durumlarda.


MYD88

  • Açıklama: MYD88 (Myeloid Differentiation Primary Response 88), TLR (Toll-like receptor) ve IL-1 reseptör sinyal yolaklarında rol oynayan bir adaptör proteindir.
  • Tümör İlişkisi: MYD88 mutasyonları, özellikle Waldenström makroglobulinemi ve bazı B hücreli lenfomalar gibi hematolojik malignitelerde yaygındır. MYD88 mutasyonları, aşırı inflamatuar yanıt ve B hücre proliferasyonunu tetikleyebilir.
  • İlaç İlişkisi: MYD88 mutasyonlarına sahip hastalar için spesifik tedaviler araştırılmaktadır, özellikle MYD88'in etkilediği sinyal yollarını hedefleyen inhibitörler umut vaat etmektedir.
  • Prognoza Etki: MYD88 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle Waldenström makroglobulinemi gibi agresif tümörlerde.


CD79A

  • Açıklama: CD79A, B hücre reseptör kompleksinin bir parçasıdır ve B hücrelerinin aktivasyonunda rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: CD79A mutasyonları, özellikle CLL, lenfomalar ve diğer B hücreli hematolojik malignitelerde görülür. CD79A'nın disfonksiyonu, anormal B hücre proliferasyonuna yol açabilir.
  • İlaç İlişkisi: CD79A mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak B hücre reseptör sinyal yolunu hedef alan tedaviler (örneğin, BTK inhibitörleri) bu hastalarda etkili olabilir.
  • Prognoza Etki: CD79A mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle B hücre reseptör sinyal yolunun disfonksiyonunun gözlendiği durumlarda.


CD79B

  • Açıklama: CD79B, CD79A ile birlikte B hücre reseptör kompleksinin bir parçasıdır ve B hücrelerinin aktivasyonunda rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: CD79B mutasyonları, özellikle DLBCL ve diğer B hücreli lenfomalar gibi hematolojik malignitelerde görülür. CD79B'nin disfonksiyonu, B hücre proliferasyonunun kontrolsüz ilerlemesine yol açabilir.
  • İlaç İlişkisi: CD79B mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak B hücre reseptör sinyal yolunu hedef alan tedaviler (örneğin, BTK inhibitörleri) bu hastalarda etkili olabilir.
  • Prognoza Etki: CD79B mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle B hücre reseptör sinyal yolunun disfonksiyonunun gözlendiği durumlarda.


ID3

  • Açıklama: ID3 (Inhibitor of DNA Binding 3), hücre farklılaşması ve proliferasyonunu düzenleyen bir transkripsiyon faktörüdür. ID3, özellikle B hücre gelişiminde rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: ID3 mutasyonları, özellikle Burkitt lenfoması ve bazı diğer B hücreli lenfomalar gibi hematolojik malignitelerde yaygındır. Bu mutasyonlar, B hücrelerinin normal gelişimini bozarak tümör gelişimine yol açabilir.
  • İlaç İlişkisi: ID3 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak ID3'ün etkilediği sinyal yollarını hedef alan tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: ID3 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle Burkitt lenfoması gibi agresif tümörlerde.


TCF3

  • Açıklama: TCF3 (Transcription Factor 3), E2A olarak da bilinir ve B hücre gelişiminde kritik rol oynayan bir transkripsiyon faktörüdür.
  • Tümör İlişkisi: TCF3 mutasyonları veya translokasyonları, özellikle Burkitt lenfoması, akut lenfoblastik lösemi (ALL) ve bazı diğer B hücreli malignitelerde görülür. TCF3, hücre proliferasyonunu ve farklılaşmasını düzenleyen önemli bir faktördür.
  • İlaç İlişkisi: TCF3 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak TCF3'ün etkilediği sinyal yollarını hedef alan tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: TCF3 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle TCF3'ün işlev bozukluğuna bağlı olarak gelişen agresif tümörlerde.


JAK1

  • Açıklama: JAK1 (Janus Kinase 1), hücre büyümesi, farklılaşması ve apoptozu düzenleyen JAK/STAT sinyal yolunun bir bileşenidir.
  • Tümör İlişkisi: JAK1 mutasyonları, çeşitli hematolojik malignitelerde, özellikle Hodgkin lenfoma ve T hücreli lenfomalarda görülür. JAK1'in mutasyonu, JAK/STAT yolunun aşırı aktivasyonuna yol açarak tümör gelişimine katkıda bulunabilir.
  • İlaç İlişkisi: JAK1 mutasyonlarına yönelik spesifik inhibitörler geliştirilmiştir (örneğin, ruxolitinib), ve bu mutasyonların bulunduğu hastalarda tedavi seçeneği olarak kullanılabilir.
  • Prognoza Etki: JAK1 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle JAK/STAT yolunun aşırı aktivasyonu durumunda.


STAT3

  • Açıklama: STAT3 (Signal Transducer and Activator of Transcription 3), hücre proliferasyonu, farklılaşması ve apoptozunda rol oynayan bir transkripsiyon faktörüdür.
  • Tümör İlişkisi: STAT3 mutasyonları ve aşırı aktivasyonu, Hodgkin lenfoma, T hücreli lenfomalar ve diğer çeşitli hematolojik malignitelerde görülür. STAT3, birçok onkojenik sinyal yolunun kritik bir bileşeni olarak işlev görür.
  • İlaç İlişkisi: STAT3 inhibitörleri ve diğer ilgili terapiler, STAT3'ün aşırı aktivasyonunu hedef alan tedavi seçenekleri olarak araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: STAT3 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle STAT3'ün aşırı aktivasyonuna bağlı olarak gelişen agresif tümörlerde.


NMT3A

  • Açıklama: DNMT3A (DNA Methyltransferase 3A), DNA metilasyonu yoluyla gen ekspresyonunu epigenetik olarak düzenleyen bir enzimdir.
  • Tümör İlişkisi: DNMT3A mutasyonları, AML, MDS ve bazı diğer hematolojik malignitelerde yaygındır. DNMT3A'nın mutasyonu, epigenetik düzenlemelerde bozulmalara ve tümör gelişimine katkıda bulunabilir.
  • İlaç İlişkisi: DNMT3A mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak epigenetik düzenlemeleri hedefleyen tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: DNMT3A mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle epigenetik disfonksiyonun gözlendiği durumlarda.


RHOA

  • Açıklama: RHOA, hücre iskeleti düzenlenmesi, hücre hareketi ve proliferasyonu gibi çeşitli hücresel süreçlerde rol oynayan bir küçük GTPazadır.
  • Tümör İlişkisi: RHOA mutasyonları, anjioimmunoblastik T hücreli lenfoma (AITL) ve diğer bazı hematolojik malignitelerde görülür. RHOA'nın mutasyonu, hücre iskeletinin bozulmasına ve tümör hücrelerinin yayılmasına yol açabilir.
  • İlaç İlişkisi: RHOA mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler mevcut değildir, ancak hücre iskeleti düzenlenmesini hedef alan tedaviler araştırılmaktadır.
  • Prognoza Etki: RHOA mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle hücre hareketliliği ve metastaz potansiyeli artan tümörlerde.


SETD2

  • Açıklama: SETD2, histon H3K36 metiltransferaz aktivitesine sahip bir enzim kodlar ve gen ekspresyonu, DNA onarımı ve genom stabilitesinde önemli bir rol oynar.
  • Tümör İlişkisi: SETD2 mutasyonları, AML, MDS, ve bazı lenfomalar gibi çeşitli hematolojik malignitelerde görülür. SETD2'nin kaybı, genetik instabiliteye ve DNA onarım bozukluklarına yol açarak tümör gelişimine katkıda bulunur.
  • İlaç İlişkisi: SETD2 mutasyonlarına yönelik spesifik tedaviler henüz mevcut değildir, ancak DNA hasar onarım inhibitörleri ve immünoterapiler klinik çalışmalarda değerlendirilmektedir.
  • Prognoza Etki: SETD2 mutasyonları genellikle kötü prognoz ile ilişkilendirilir, özellikle genetik instabiliteye bağlı olarak daha agresif tümörler gelişebilir.

Yukarıda sunulan genler ve bunların tümör ilişkisi, ilaç etkileşimleri ve prognoza etkisi hakkında verilen bilgiler, mevcut bilimsel literatür ve klinik çalışmalar temel alınarak derlenmiştir. Ancak, genetik araştırmalar sürekli olarak gelişmekte ve yeni bulgular ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, yukarıdaki bilgilerin doğruluğu, zamanla değişebilir ve belirli durumlar için en güncel klinik rehberlik ve tıbbi danışmanlıkla desteklenmelidir. Herhangi bir tedavi kararı alınmadan önce, en güncel klinik veriler ve uzman görüşleri dikkate alınmalıdır.

Bu bilgiler, hemato-onkoloji alanında güncel literatüre dayanmaktadır ve klinik pratikte kullanılan bilgilerin doğru ve güncel olmasına özen gösterilmiştir. Ancak, her zaman en son bilimsel araştırmaları ve klinik rehberleri takip etmek önemlidir.

Hematoonkoloji Paneline eklenen genlerle ilgili bilgiler:

Eklenenler (Ekim 2024): BCORL1, IL7R, TAL1, ETV6, PRPF8, BCL6, FOXO3, NFKB2, TET3, BCOR, KMT2A, NFKB1, TAL2, BCL2, DNMT3B, SF3A1, MCL1, IKZF1

  • BCORL1: Bu gen, BCL6 çekirdek corepressörüne benzer işlev görür ve gen ekspresyonunun düzenlenmesinde rol oynar. Mutasyonları özellikle myeloid neoplazilerde gözlenir ve kötü prognoz ile ilişkilendirilmiştir.

  • IL7R: Bu gen, IL-7 reseptörünü kodlar ve lenfoid hücrelerin gelişiminde önemli bir role sahiptir. Akut lenfoblastik lösemi (ALL) gibi bazı hematolojik malignitelerde mutasyonlarına rastlanır.

  • TAL1: TAL1 (T-cell acute lymphocytic leukemia protein 1) T hücre gelişiminde yer alır. Mutasyonları ve genetik yeniden düzenlemeleri T-hücreli ALL'de yaygındır.

  • ETV6: Transkripsiyon faktörü olan ETV6, hematopoietik hücrelerde düzenleyici işlevler üstlenir. Akut lösemi ve bazı lenfomalarda kromozomal translokasyonları sıktır ve kötü prognoz göstergesi olabilir.

  • PRPF8: Bu gen, pre-mRNA’nın işlenmesinde ve spliceozom oluşumunda rol oynar. Bazı hematolojik kanserlerde mutasyonları görülebilir, ancak nadirdir.

  • BCL6: B hücreli lenfomalarda sıklıkla mutasyona uğrayan BCL6, bir transkripsiyon faktörüdür. Özellikle diffüz büyük B hücreli lenfoma (DLBCL) gibi malignitelerde etkendir.

  • FOXO3: FOXO3, hücresel stres yanıtlarında ve hücre döngüsü düzenlenmesinde rol oynayan bir transkripsiyon faktörüdür. Mutasyonları hematolojik malignitelerle ilişkilendirilmiştir.

  • NFKB2: Bu gen, nükleer faktör-kappa B (NF-κB) ailesinden bir transkripsiyon faktörüdür ve bağışıklık yanıtlarında kritik rol oynar. Genetik değişiklikleri Hodgkin dışı lenfomalarda ve kronik lenfositik lösemide görülebilir.

  • TET3: DNA metilasyonunun düzenlenmesinde yer alan TET3, epigenetik kontrol sağlar. Mutasyonları myeloid ve lenfoid neoplazilerde gözlenebilir.

  • BCOR: BCOR (BCL6 corepressor), hücresel büyüme ve diferansiyasyon süreçlerini düzenler. Mutasyonları, bazı hematolojik malignitelerde kötü prognoz ile ilişkilendirilmiştir.

  • KMT2A: Epigenetik bir düzenleyici olan KMT2A, özellikle ALL ve AML gibi hematolojik malignitelerde çeşitli kromozomal translokasyonlara girer. Bu translokasyonlar agresif bir klinik seyirle ilişkilidir.

  • NFKB1: NFKB1, bağışıklık yanıtlarında ve inflamasyonda önemli bir yere sahiptir. Lenfomalarda ve kronik lenfositik lösemide anormal aktivasyonları görülebilir.

  • TAL2: TAL2, T hücreli lösemi gelişiminde rol oynayan bir transkripsiyon faktörüdür. T hücreli lösemi ve lenfomalarda ekspresyonu artmış halde bulunabilir.

  • BCL2: Apoptoz inhibitörü olan BCL2, özellikle foliküler lenfoma ve diğer B hücreli malignitelerde fazla eksprese edilir. Apoptoz kontrolünde yer alarak tümör gelişimine katkı sağlar.

  • DNMT3B: DNMT3B, DNA metilasyonunu sağlar ve epigenetik kontrolü düzenler. Akut miyeloid lösemi (AML) gibi bazı malignitelerde mutasyonları epigenetik düzensizliklere yol açabilir.

  • SF3A1: Bu gen, mRNA’nın işlenmesi ve spliceozom bileşenlerinin oluşumunda yer alır. Spesifik kanser türlerinde ve bazı hematolojik neoplazilerde mutasyonları bulunabilir.

  • MCL1: MCL1, BCL2 ailesinin bir üyesi olarak hücre ölümünü engeller ve özellikle akut miyeloid lösemi (AML) ve lenfomalarda yüksek ekspresyon gösterir.

  • IKZF1: IKZF1, lenfoid hücrelerin gelişiminde önemli olan bir transkripsiyon faktörüdür. Deleksiyonları ALL'de sıkça görülür ve kötü prognoz ile ilişkilidir.

  • Show Comments